Marakeş tam bir keşmekeş dedim gördüğüm andan beri. Çünkü şehrin en turistik yeri kalabalık meydanda her sesin, her kokunun, her rengin birbirine karıştığı yer.

Marakeş (Marrakesh), Fas’ın görülmesi gereken en önemli kenti. Medina bölgesi tarihi surlarla çevrili, souk denilen pazarların bulunduğu sokaklar ve Jemaa el-Fna meydanı da burada.



Baştan anlatayım:
Kaldığımız riadın sokağına taksiyle varınca, ‘Ben burda inmem’ dedim. Ta ki minicik kapı açılıp da biri ‘Hoşgeldiniz’ diyene dek de inmedim. Küçük bir köy düşünün, çıkmaz sokakta çocukların top koşturduğu. Sonra taksici yolu birine sorarken o çocukların taksinin bagajını açtıklarını, taksiye üşüştüklerini ve bağırarak konuştukları dili anlamadığınızı düşünün. Çıkmaz sokağın ucunda ancak bir kişinin geçebileceği minik bir de kapı düşünün. Üzerinde tabela yok, numara yok. ‘O kapı sizin otel’ dediklerini düşünün.

Pazar
Souks, pazar yolları

İlk intibanın aksine kaldığımız riad (eski, taş Fas evi) huzur içinde bir yerdi. Fakat kapının ardı tam bir karmaşa. Dar bir sokak düşünün ancak tek aracın geçebildiği; bu sokaktan çift yönde hem otobüs, hem kamyon, hem araba, hem motorsiklet, hem bisiklet, hem eşek arabası, hem de yayalar geçiyor. Çünkü kaldırım yok. Fakat; ilkinde çekinip korkarak, Faslılar’ın peşine takılıp geçtiğimiz bu sokağı birkaç kez geçmek zorunda kaldık ve ne kavga ne gürültü koptu. Ne de kaza oldu. Çok ilginç…

Riad

Marakeş souk sokaklarına ilerlerken her köşe başında büfeler gördük bakkal gibi. Hepsinde pasta satılıyor; hani Marie Antoinette’nin dediği gibi ‘Ekmek bulamazlarsa pasta yesinler’ burası için söylenmiş sanki. Souk sokaklarına daldığımızda açıkta satılan etler gördük; ama karasinek yoktu. Camiler gördük; ama pazarın üst katları hep bardı. Majorelle Garden’ı gördük. Bir duvar ötesi diğer duvar ötesinden kat be kat farklıydı.


Bitmek bilmeyen, durmak bilmeyen motorsiklet trafiği gördük; kadını erkeği, yaşlısı çocuğu herkes vır vır motorsiklet üzerinde. Etrafta nasıl bir egzoz gazı kokusu var anlatamam. Alaz ve Beliz için en zoru bu motorlardan korunmaktı; dipdibe geçiyorlar, vızır vızır geçiyorlar. Pusetten inmeyen Beliz, kulaklarını tıkıyordu sürekli sokaklarda. Alaz tişörtünü burnuna dek çekiyordu koklamamak için dumanı.

Musee de Marrakech, Marakeş Müzesi

Bazı sokaklarda deri kokusu baharat kokusunu kovalıyordu. Kına yapmak isteyen Berberi kadınlar, salyangoz büfelerinde salyangoz çorbası içen halk, Jemaa el-Fna yılan oynatıcıları, maymun gezdirenler çocukların ilgisini oldukça çekti tabii. Rengarenk kumaşlar, sepet örenler, darı ve meyve suyu satıcıları, çocuklara alalım diye ellerine tahta yılan tutuşturan esnaf her köşe başında karşımıza çıkıyordu.


Jemaa el-Fna

Jemaa el-Fna ve kobra yılan oynatıcıları

İlk günümüzde gün batmadan meydana varmıştık. Alaz, kobra yılanlarını çok merak ediyordu; onlara doğru yürürken yanımızda elinde yılan olan bir adam bitti ve biz farketmeden yılanı kocamın boynuna doladı. Tabii ki maksadı para istemekti. Çocuklar şaşkınlıkla babalarını ve müzik sesinde ayağa dikilen kobraları izlediler bir süre. Gürültüden ve kaostan uzaklaşmak için meydanı gören teras kafelerden birine çıktık; Le grand balcon du cafe glacier…

Balkona çıkmak için yani manzarayı görmek için giriş ücreti olarak bir şey içmek gerekiyor. Kapıda içecek alıp, parasını ödeyip öyle geçtik terasa.

Arkamda, Jemaa el-Fna meydanı

Manzara müthiş tabii… Aşağısı keşmekeş, gürültü; ama yukarıdan bu kaosu izlemek müthiş keyifli. Sanıyorum Marakeş’i en sevdiğim andı bu gün batımı. Çocuklar da hem dinlendiler, hem oynadılar, hem de aşağıyı izlediler; maymunları özellikle…

Tipik Fas yemekleri; tajine ve kuskus

Ardından hem güvenilir hem de turistik olmayan bir restoran bulduk; Restaurant Chez Rachid. Aile işletmesi bir mekan; çoğunlukla lokal insanlar vardı. Tavuk ve sebze tajine ile kuskus ısmarladık. Çocuklar da biz de suyuna ekmek banıyorduk en son!

‘Azıcık yerim anne’ pazarlık…

Yemek sonrası hava kararmıştı ve meydan sanki daha çok şenlenmişti. Sümüklü böcek çorbası satan büfelerden gözümü alamadım; müzikler gene coşmuştu. Market hala açıktı; dükkanlar da. Bu kalabalık ne zaman evine gidiyordu bilmiyorum…

Jemaa el-Fna

Gezinerek, bu kez haritaya bakmaya gerek duymadan riada doğru ilerledik. Nedense taksideyken korktuğum sokaktan artık korkmuyordum, karanlıkta bile…

Riad (Tipik Fas evi)

Nane çayı söyleyip riadın terasına çıktık; dolunay vardı. Işıl ışıldı her yer; ama soğuktu. Odamıza indik. Tahta kapı – pencere olduğundan klima kesinlikle ısıtmıyordu. Bizim yataklarımızda elektrikli battaniye vardı. Çocukları ayrı yatırmaya kıyamadık; yanımıza aldık. Tuvalete gitmeye bile üşeniyordum soğuktan; battaniyelerin altından çıkasımız gelmedi sabah.

Riad terasında gün doğumu…



İkinci Gün:


Riaddaki müthiş lezzetli kahvaltı ardından, kendimizi gene souk sokaklarına attık. Bu kez ‘Marakeş’te görülmesi gereken yerleri’ gezecektik.

Musee de Marrakech, Marakeş Müzesi



1- Musee de Marrakech, Marakeş Müzesi

Musee de Marrakech, Marakeş Müzesi

16ıncı yüzyıldan kalan müze, avlusu ve seramiklerini görmek için ilk gittiğimiz yerdi. Çocuklarla gezmesi eğlenceli yerlerin başında; çünkü hem rengarenk, hem kısmen açık hava, hem de geniş alana sahip. Seramikler ve çiniler de sergileniyor. Üstelik ortasından sular akıyor…

Musee de Marrakech, Marakeş Müzesi

2- Bahia Sarayı…
Bahçeler, havuzlar ve işlemeli duvarlarla kaplı bir saray.


3- Jemaa El-Fna Meydanı

Jemaa el-Fna meydanı

Yukarıda bahsettiğim gibi, iğne atsanız yere düşmeyen, renkli ve gürültülü dev bir meydan. Gecesi ayrı gündüzü ayrı güzel (!)

Jemaa el-Fna

4- Koutoubia Cami
El-Fna meydanına yakın, portakal ağaçlarıyla dolu bahçesi ile ünlü en önemli yapılardan biri Marakeş’te.


5- Souks (Pazar)

Dar sokakların birbiriyle kesiştiği meydanlar ve mısır çarşısı/kapalıçarşıyı andıran yüzlerce, binlerce dükkan arasında kaybolmak bence en güzel Marakeş tecrübesi. Alışverişi ve pazarlık yapmayı seviyorsanız tam yerindesiniz…

6- Majorelle Bahçeleri
Souk sokaklarından süs havuzları, kaktüsler ve palmiyeler ile bezeli bambaşka bir dünyaya kaçış. Fransız modacı Yves Saint Laurent’in külleri de bu bahçede bulunuyor.


7- Kadın Müzesi, Musee de la Femme

Kadın Müzesi, Musee de la Femme

Tarihten bu yana kadınların ülkeye katkılarının resimlerle anlatıldığı müzede, birçok sergi var. Videolarla da kuzudan başlayıp şala ulaşan tüm süreci kadınların hikayeleriyle birlikte duvarlarda anlatıyor.


8- Ben Youssef Medresesi…
Belki de aslında en önemlisi; ama bizim ziyaret ettiğimiz tarihte restorasyon sebebiyle kapalıydı.




Biz de sabahtan öğlene dek bu mekanları gezdikten sonra ufak meydanlardan birinde taze meyve suyu molası verip güneşlendik ve riada geri döndük. Ardından da sokakta poşeti top yapıp oynayan çocuklar, pasta satan bakkallar ve açık tezgahta et kesenler ile vedalaşıp Agadir’a otobüsle geri döndük.

Kapılar… Musee de Marrakech, Marakeş Müzesi

Not: Tüm fotoğraflar ben, Deniz Sütlü Özgül’e aittir. Lütfen izinsiz paylaşmayın…
Yazar

Yorum Yaz

Pin It
Bu sitedeki tüm içerikler Digital Millennium Copyright Act ve 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserlerini Koruma Kanunu'na istinaden koruma altındadır. Buradaki hiçbir içerik (Yazı, Fotoğraf, Video vb.) site KULLANIM ŞARTLARI'nda da belirtildiği üzere izinsiz olarak kopyalanamaz, alıntı yapılamaz, başka yerde yayınlanamaz

© 2019 Tasarım Blogger Tasarım.