Alaz ile Bodrum’dayken, 10 haftalık…

Yeni doğmuş bir bebeğe sarılmak gibi huzur veren birşey yok. Beliz’i kucakladığım an, Alaz’ın bebekliği geliyor gözlerimin önüne. Beliz’le ilk seyahatimiz için de heyecanlanmaya başladım. Çünkü birkaç hafta sonra Londra’ya gidiyoruz…

Yeni doğan bebek ile seyahat etmek (hatta yaşamak) bize neler yaptırmıştı bir hatırlayalım:


Sallanmak

Küçük bir bebeği kucakladığınızda ister istemez hafiften sallanmaya başlarsınız, doğru mu? İşte bizim evde Beliz’i kucaklayan, hele de ağlıyorken, yavaşça zıplamaya başlıyor. Ağlama sesi arttıkça zıplama miktarı da artıyor. Onu kucağa alıştıran dedenin de payı var bunda tabii! Seyahatler genelde hareket eden bir araç içinde olduğundan zıplamaya, sallanmaya gerek kalmıyor.


Besle beni!
Emeceğim de emeceğim. O küçücük karınlar hiç aç kalmak istemiyor. İlk bebekte olan göğüs acıları, doyuyor/doymuyor, süt yetti/yetmedi dertleri, meme ortalıkta görünecek diye utanmak annenin profesyonelliğiyle ikinci bebekte olmuyor. Seyahatlerde ise emzirmek kadar kolayı yok; ne ekstra süt, biberon gerek ne de yola çıkmadan hazırlanan atıştırmalık abur-cubur!


Kol kası…
Alaz’ı kucaklamaya alıştıktan sonra Beliz kuş tüyü! Slinge koyup-çıkarmak kış günü zor olsa da bebek arabası itmekten, katlayıp kaldırmaktan kolay.


Salya ve kusmuk…
Alaz’ın bebekken kustuğunu hiç hatırlamam; Beliz ise sürekli çıkarma halinde. Alaz ile seyahatlere çıkarken kendime de ekstra tişört koyardım ya kusarsa diye; ama anlaşılan Beliz’le çıkacağımız yolculuklarda bir değil birkaç yedek tişört almam gerekecek.


Ağlamak…
Sebebi bilin-e-meyen bebek ağlaması. Aç mı, susuz mu, gazı mı var, kakası mı diye tüm kontrolleri yaparız, gene de susmayınca üstü-başı mı rahatsız ediyor diye soyarız, gene de susmaz. Neden? Bilinmez… Seyahatte en çok zorlayan budur anneyi. ‘Aaa bak burda ne varmış?!’ lafları da işe yaramaz o yaşta çünkü.


Bırakıp gitme özgürlüğü…
Bebeği koy koltuğa, dön arkanı. Aylar ilerledikçe bunun bir lüks olduğunu keşfediyoruz. Arkamızı dönsek de bıraktığımız yerde duruyor, yuvarlanıp düşmüyor, başka çocukların peşinden koşmuyor, kafasını bir yerlere çarpmıyor, birşey bulup ağzına sokmuyor. İkinci bebekte, aslında ilk 3-4 ayın en rahat zaman olduğunu farkediyorum.

Yani yeni annelere diyorum ki, bebeğiniz hala bebekken yola çıkmaktan korkmayın…

Yazar

2 Yorum Var

  1. 2 gün önce Afrika'dan döndük (blogda yazdım uzun uzun ama harikaydı) 1,5 yaşındaki çocukla 24 saat aktarmalar falan dahil seyahat ettim. Aslında korktuğumdan kolaydı ama hala 2 çocukla mümkün değil diyorum, mümkün mü 😀 Bol bol gezin keyfini çıkartın, iyi tatiller!

    • Teşekkürler… Uzun uzun okuyayım ben de 🙂 2 çocukla mümkün olduğunu kanıtlamaya çalışacağım, bakalım… umarım yanılmam 🙂
      Sevgiler!

Yorum Yaz

Pin It
Bu sitedeki tüm içerikler Digital Millennium Copyright Act ve 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserlerini Koruma Kanunu'na istinaden koruma altındadır. Buradaki hiçbir içerik (Yazı, Fotoğraf, Video vb.) site KULLANIM ŞARTLARI'nda da belirtildiği üzere izinsiz olarak kopyalanamaz, alıntı yapılamaz, başka yerde yayınlanamaz

© 2019 Tasarım Blogger Tasarım.