Konuk Yazarım Sedef Subaşı Yücel, bebek de yaparım Güney Afrika’da safari de diyor. Seyahatlerini okumaya ve resimlere hayran hayran bakmaya hazır mısınız?
Johannessburg Lesedi Cultural Village ve Sun City

Burası Afrika kültürünün anlatıldığı turistik amaçla hazırlanmış bir köy. Eminim lokal insanlar için çok anlamsızdır ama kısa sürede hızlıca birçok bilgi alabilmek bizim için güzeldi, memnun kaldık. Önce Afrika tarihini anlatan kısa bir video ile tura başlanıyor. Sonra da 11 kabileden 5’inin köyünü gezme fırsatınız oluyor. Tur rehberi her biri hakkında bilgiler veriyor ve kültürlerini anlatıyor. Peki bu sırada Keremcik ne yapıyor derseniz hayretle etrafı izliyor ve her laf atana gülüyor 🙂

En sonda da yarım saat boyunca yerel müzikler eşliğinde dans ediyorlar. Bizim kuzu dansların başında çok keyifli olsa da sonra davullar çalmaya başlayınca biraz korkup dudakları büktü. Gösterinin büyük kısmını kafasını omzuma koyup kapının dışından uzaktan izlemeyi tercih etti 🙂 Gösteri sonrası yola çıkmadan önce bir kenarda oturmuş Kerem’e yemek yediriyorduk ki yerel kıyafet giymiş kızlardan birisi gelip bizim tamamen giyilen ve elbiseyi mama döküldüğünde tamamen koruyan önlüğü gösterip “Ne kadar mantıklı birşey benim de 7 aylık oğlum var, markası ne acaba?” dedi! İşte kadın her yerde kadın, anne her yerde anne! Sonra yola devam edip 2 saatlik bir yolculuğun ardından Sun City’e ulaştık. Tabii yolda ufak beyi eğlendirmek için binbir şekle girdik 🙂 Neyse ki kısa süre sonra uyudu.

Sun City buranın Las Vegas’ı. Casinolar, golf sahaları, dalga havuzları olan çok büyük bir tatilköyü aslında. İçinde farklı farklı oteller barındırıyor. Biz Cabanas Otel’de kalıyoruz. Doğası harika ve ortam Afrika’nın içinde bambaşka bir dünya gibi. Biz de gelip odamıza yerleşip etrafta biraz gezindik. Akşam da yemeğimizi burada yiyerek odamıza çekildik.
Yemekte Kerem insanların sevgilisi oldu. Bir Amerikalı aile gelip kaç aylık, neredensiniz gibi sorular sorup 7 aylık bebekle bu kadar yol gelmemize şaşırdı. Aslında kulağa gerçekten korkutucu geliyor ama ya hiç gezmeyeceğiz ya da bebekle gezeceğiz ve biz ikincisini tercih ediyoruz. Zor değil mi, kesinlikle zor. Ama bugün yolda şöyle bir düşündük, Kerem’siz gelsek ilaveten yapacağımız tek şey Krugerpark’a gitmek olurdu. Onun dışında herşeyi Kerem ile de yapıyoruz. Tabii ki gün boyunca daha fazla enerji harcıyoruz, sadece kendi yemeğimizi değil bir de ufaklığınkini düşünüyoruz, duş alıp yatacakken bir de bebişe duş aldırıp önce onu uyutmaya çalışıyoruz; ama bunları da seviyoruz çünkü ailecek üçümüz birlikte çok az vakit geçirebiliyoruz. İstanbul’da haftasonları bile tamamen üçümüz olmuyoruz çoğu zaman. O yüzden burada bunun da keyfini çıkarıyoruz. Herşey yolunda 🙂

Pilanesberg’de Safari


Dün bir çılgınlık yapıp sabah 4:00′te kalktık ve havaya bakıp tamam biz bu işi yaparız dedik. Kerem’i de uyandırıp (hep o mu garip saatlerde bizi uyandıracak!!) meyveli yoğurdunu yedirip giydirdik ve yola çıktık.

Merkeze gidip biletlerimizi aldık ve safari aracımıza yerleştik. Bizimle birlikte araca binenlerin bu bebek yol boyu ne yapar acaba gibi soru dolu bakışları arasında yola koyulduk. Tabii ki Kerem ilk 3 dakikada arabadakilere gülücükler atarak herkesi tavlamayı başardı 🙂 Pilanesberg Parkı’na girdikten 2 dakika sonra da uykuya daldı! İyi ki sıcak mevsime gidiyoruz diye polarları almamazlık etmemişiz çünkü hava güzel olsa da sabahın ilk saatleri olması ve her yanı açık bir araçta hareket halinde olmamız dolayısıyla oldukça esintiliydi. Yol boyunca oldukça şanslıydık. Geyik, ceylan, akbaba, zebra, adını bilmediğimiz ilginç antiloplar, gergedan, su aygırı, timsah, fil ve zürafa görebildik. Safarinin güzel yanı Lion Park’daki gibi her hayvanın yaklaşık nerede olduğunu bilememen. Doğanın içinde birisi bir şey görünce hoop o yöne gitmeye başlıyorsun. Ya da bize olduğu gibi bir anda yolunu bir gergedan kesebiliyor, hatta çekilmemekte kararlı olabiliyor. Yaklaşık 2 saat bu şekilde gittik. Sonra bir yerde 15 dakika ihtiyaç molası verip yola 1 saat daha devam ettik. Kerem de bu kısa mola sırasında uyanıp yolun geri kalanında araçtan doğayı ve hayvanları izledi, zebralara bayıldı.

Tabii ben böyle güzel güzel yazınca Kerem böyle her gittiğimiz yerde biblo gibi duruyor sanmayın. Bizimki tam bir canavar oldu. Bir saniye kıpırdamadan, etraftaki bir şeye dokunmadan ya da en kötü ihtimalle nerede oturuyorsa yakınındaki masa sandalyeyi yemeye çalışmadan durmuyor. İnanılmaz hareketli ve meraklı. Burada kilit şeylerden birisi rahat olmak. Aman o kirli ağzına almasın, bunu ellemesin, herşeyi hijyenik olsun derseniz işiniz yolculukta çok zor. Ben bu konularda biraz rahat davranıyorum. O yüzden etraftaki oynayabileceği nesnelerle oynayıp ısırıp biraz sakinleşiyor biz de nefes alıyoruz.

Cape Town Yarımada Turu
Cuma günü tam gün olarak planladığımız yarımada turunu yaptık. Aracımız kahvaltı sonrası bizi otelimizden alıp sahilden yarımadayı dolaşmaya başladı. İlk durak Seal Island idi. Durup tekneyle adaya gittik ve fokları gördük.
Sonra yola sahilden devam ettik. Yolculuk bize San Francisco’dan Los Angeles’a giderkenki yolculuğu hatırlattı. Yine manzara muhteşemdi..
Sonra Cape Point’te tepeden harika bir manzaraya bakarak yemeğimizi yedik ve ardından teleferikle deniz fenerine çıktık.
Sonraki durağımız ise Ümit Burnu idi. Böylece Afrika kıtasının en güneybatı ucuna da ayak basmış olduk.
Son durak ise penguenleri görmek için Boulders Beach oldu. Burası küçük bir koy ve birçok penguen ile birlikte yüzebiliyorsunuz. Kerem penguenlere bayıldı. Peşlerinden epey koşturduk:)

Sedef’e çok teşekkürler… Küçük bebekle Güney Afrika’ya gidebilme cesareti gösterdikleri için anneyi de babayı da tebrik ederim. Tatlı mı tatlı küçük gezgin Kerem’le gezecekleri birbirinden güzel seyahatler dilerim. 
Öyle güzel anlatmış ve resimlerle süslemiş ki, aklımda olmayan Güney Afrika’yı aklıma soktu 🙂 Sedef’in yolculuğunu, gezinin diğer ayrıntılarını ve daha nereleri gezdiklerini okumak istiyorsanız bloguna buyrun:
http://sedeflisandik.com/2013/12/08/guney-afrika-yolculugu-baslasin/
Yazar

6 Yorum Var

  1. Merhaba, yazınızı eşimle birlikte zevkle okuduk. Ancak eşimin merak ettiği bir konu var. Eşiniz bu seyahatle ilgili olarak sizinle aynı keyfi aldı mı acaba? Eşim bebekle seyahat konusunda çok önyargılı ve benim söylediklerimle ikna olmuyor. Belki bir bebek babası bize bir kaç cümle yazabilirse ikna olmak yönünde bir adım atabiliriz. 🙂 şimdiden teşekkürler.

    • Merhabalar…
      Oncelikle umarim bebisinizi saglikla kucaginiza alirsiniz. Esim de ben de bebek olmadan once gezmeyi cok seviyorduk. Bebek olunca ya gezmeyi birakacaktik ya da onunla gezecektik… Biz ikincisini sectik. Bunun faydasini da cok gorduk. Oncelikle cocuk icin her gezi bir buyume atagi demek. Onu uyaran o kadar cok farkli sey oluyor ki 2-3 aylikken bile tatil donusunde gozle gorulur yeni beceriler kazanmis oluyor. O yuzden cocuk icin yapilabilecek en buyuk iyiliklerden birisi aslinda bu bence. Onun disinda, ben 1 yil izin aldim isten bebek icin (pazartesi geri donuyorum ise!) ama esim calismaya devam ediyor tabii. O yuzden geziler ucumuzun sabah aksam birlikte oldugu zamanlar oluyor ve cok ama cok mutlu oluyoruz. Bir de bebis ne gorur ve nasil alisirsa oyle gidiyor bir sekilde. Kucukten farkli ortamlara adapte olmayi, farkli yemeklerden tatmayi vs normal olarak gorunce bizim acimizdan da geziler daha rahat oluyor. Yani bence hic endiselenmeyin 🙂 Esime yorumu ilettim bu arada. Onu konuk yazar olarak alacagim 1-2 gun icerisinde bloguma. Onun da baba olarak goruslerini okursunuz en kisa zamanda 🙂
      Sevgiler
      Sedef

    • Ben de Sedef'e kesinlikle katılıyorum. Her seyahat sonrası bambaşka bir bebek/çocuk oluyor ve genelde iyi yönde. Birkaç hafta önceki İtalya seyahatimiz ardından eve dönünce sanki hem fiziksel (tabii onlarca merdiven çıkmaya) hem de duygusal açıdan daha olgun bir çocuk oldu. Hatta bebek değil, çocuk olduğunu gözlemliyoruz. Öte yandan ailecek vakit geçirmek için, özellikle de çalışıyorsanız, önemli. Sevgiler!

Yorum Yaz

Pin It
Bu sitedeki tüm içerikler Digital Millennium Copyright Act ve 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserlerini Koruma Kanunu'na istinaden koruma altındadır. Buradaki hiçbir içerik (Yazı, Fotoğraf, Video vb.) site KULLANIM ŞARTLARI'nda da belirtildiği üzere izinsiz olarak kopyalanamaz, alıntı yapılamaz, başka yerde yayınlanamaz

© 2019 Tasarım Blogger Tasarım.